9 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Öğretmenin İtirafı

“Başka Bir Türkiye Hikâyesi” dikkat çekmeye devam  ediyor. Bakalım Serhat öğretmen neler yazmış.
“Merhaba hocam,
“Başka Bir Türkiye Hikâyesi” isimli yazınızla ilgili benim de söylemek istediklerim var. Yazının toplumumuzdaki neredeyse hiç kimse için alışıldık şeylerden bahsettiği yok.
Öğrenci arkadaşımız öğrenim hayatında karşılaştığı sorunlardan bahsetmiş; okurken düşünüyordum da bu tanımlamalara uyan çok meslektaşımız var. Tabii ortada bir sorun varsa çoğu zaman bir taraf tamamen haklı ve bir taraf da tamamen suçlu değildir.
Öğretmenliğimin üçüncü yılını doldurdum bu ay. Üniversite son sınıftayken bile “Ben öğretmen olacağım” sözü çıkmamıştı ağzımdan. Şu an ise çok meşakkatli bir iş olduğunu düşünsem de o kadar seviyorum ki yaptığım işi, tekrar seçme şansım olsa yine öğretmenliği seçerim. Tabii ki hatalarım oluyor, ama bu işi iyi niyetle yapmaya çalışıyorum.
Bazen orta yaş ve üzeri insanlara rastlıyorum, onlardaki öğretmen algısı çok farklı. Onlar için öğretmenler saygı duyulacak, eli öpülecek insanlar. Ama genç kuşağın gözünde, istisnalar dışında, böyle değere sahip olmadığımız açık. O noktadan bu şekle nasıl geldi, bunun sorumlusu sadece biz miyiz?
Öğrencilere bakıyorum, dersler bazıları için arka planda. Zayıf dersleri olanlar, sanki onlara ait değilmiş gibi gülüp eğlenebiliyorlar. Durumu düzeltme çabası yok bir çoğunda. Anne babaları çalışıp didiniyor, kimi zaman işi gücü bırakıp onların peşinden okula kadar koşturuyor. Ama öğrencilerin ellerinden geleni yaptıklarını düşünmüyorum. Hep farklı zevkler peşinde koşturuyor, ama öğrenci sıfatının gerektirdiği tek şeyden uzak duruyorlar. Sonuçta bu öğrenciler gelecekte her şeyi emanet alacak olan bireyler, böyle devam ederse bu yükün altından kalkabileceklerini de sanmıyorum. Bir şeyler kazansınlar, boş yetişmesinler istedikçe onların bu yaklaşımlarını görmek şevkimi kırıyor. Saygısızlık, ciddiyetsizlik, tembellik dışarıdan olayı gözlemleyen kişilerin de rahatlıkla söyleyebileceği özellikler bu tip öğrencilerde. Çoğunlukla bu durumlara tahammül edilebilir ama iş gerçekten bir amaç için sınıfta olan öğrencilerin motivasyonu noktasına gelince değişiyor.
Herkes topu başkasına atıyor ama tabii ki bazen bunların nedeni ilgisiz anne baba, bazen işini sevmeyen ve gereklerini yerine getirmeyen öğretmen, bazen de kendisinden beklenen hiçbir şeyi vermeyen öğrenci. Bu konuda çok şey yazılabilir, söylenebilir ama malumu ilan etmek gibi olur. Zaten hepimiz bunların farkındayız.
Herkes şikâyet ediyor ama pek az kimse durumu düzeltmek için çaba sarf ediyor. Bu bozulma bir anda olmadı ve kimse de bir anda her şeyin yoluna gireceğini beklemiyordur. Çok uzun zaman alabilir ama sabırlı olup, çevremize doğru olanı benimsetmek zorundayız. Bu tek taraflı bir uğraş da değil; eğer söyleyecek, yapacak bir şeyi olan varsa bu konuya müdahil olmak zorundadır.

Yekrem: Serhat bey ilginize teşekkür ederim. İnşallah bundan sonraki haftalarda eğitim sorunlarımız için  çözüme dönük somut önerilerinizle sizleri ağırlayabiliriz.  Değerli yorum ve eleştirilerinizle katkılarınızı bekleriz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder